22 Ağustos 2010 Pazar

Schuster Rüyası


Beşiktaş bugün 2010-2011 lig sezonunun evindeki ilk maçına, taraftarının karşısına çıktı. Rakip İstanbul Büyükşehir Belediyespor'du ve Quaresma'sıyla Guti'siyle Beşiktaşa göre çok daha zayıf bir kadroya sahip olan rakibi karşısında taraftar da haklı olarak şov bekliyordu. Ama bu beklentiye Schuster damgasını vurdu. Orta sahada mücadeleci olarak tek başına Ernst'ü oynatması ve 'sözde' Ernst'e savunmada yardımcı olması için yanına Delgado'yu koyması Schuster'in en belirgin hatasıydı. Savunmaya yardımcı olamayacağını maçın ilk dakikasından oyundan çıkana kadar bütün maçı izleyenlerin gözüne gözüne soksa da Schuster'in 4 defans 1 orta saha 5 forvet rüyasından uyanmasına yetmedi. Üstüne üstlük hücum anlamında da takıma tek bir faydası olmadı. Necip gibi yetenek ötesi bir orta saha oyuncusunun 90 dk. yedek kulübesinden maç izlemesi gerçekten bu maç için büyük kayıptı. Delgado'yu çıkarıp Guti'yi alması gereken dakika 45 iken Schuster devre arasında da derin uykusundan uyanamadı. Schuster'in ikinci ve hiç görmekten bıkmadığı rüya da Nihat faktörüydü. Bu maçta Nihat üstüne basa basa "Ben artık bittim benden bu takıma pek bir fayda gelmez." mesajını tüm taraftarlara iletirken Schuster'e o mesaj hatlardaki kopukluktan dolayı ulaşamadı. Son olarak da İ.B.B'nin bir hafta önceden kendi sahasında kapanıp arkaya atılan toplarla kontra atak tarzı bir futbol oynayacağı belliyken bu kadar ağır stopperlerle ofsayt taktiği yapmak nasıl bir anlayıştır bunun da cevabını Schuster'den başkası veremez. Schuster'in öncelikle şunu bilmesi gerekiyor; güzel transfer yapmış olabilirsin, takım havalara girmiş olabilir ama bu ligde doğru taktik anlayışı olmadan havayla ve bir kaç güzel transferle başarılı olmak çok zor...

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Dead Space!!!




Daha ismini okurken bile ortamı gerebilecek bir oyun: "Dead Space" Oyunu keşfetmem çok garip bir şekilde oldu aslında. 6 buçuk haftadır bu oyunla aynı evi paylaşmama rağmen ilk defa bugün oynama kararı aldım. Ofisten bir arkadaş iki gün önce oyunu bana övmesiyle başladı herşey. Ardından oyunun evde var olduğu aklıma geldi ve oynama kararı aldım. Bugün 3 saate yakın oynadıktan sonra kesinlikle favorilerim arasına girmeyi başardı. 3 saat boyunca durmaksızın gerildikçe gerildim. Bilinmezliğin ortasında tek başına olmak, yaratıkların her an her yerden çıkıp üstünüze atlayabilecek olması, yaratıkların bir anda sizi paramparça edebilme olasılığı, ortamı her daim geren ses efektleri ve ortamdaki her yere saçılmış kan ve cesetler oyunun gerilimini yeterince anlatıyor sanırım. Eğer FPS oyunlarını seviyorsanız kesinlikle "Dead Space" oynayın evet gidin bu oyunu alın ve oynayın. Zaten oyuna başlamadan önce trailer'ını izleseniz de baştan hayran kalabiliyorsunuz çünkü bizzat daha ilk video'ya hayran oldum. Hazır konusu açılmışken de FPS'ler arasından en beğenilen oyun trailer'ını seçiyoruz. Haydi anketime katılın ve en iyi, en beğenilen oyun trailer'ını seçelim. İyi oyunlar...

Ankette adı geçen videoları aşağıdaki linklerden izleyebilirsiniz:
-Halo 3:Believe (http://www.youtube.com/watch?v=3rridXskgWg)
-Dead Space (http://g4tv.com/videos/26979/dead-space-twinkle-twinkle-little-star-trailer/)
-Call of Duty: Black Ops (http://www.denofgeek.com/games/489209/call_of_duty_black_ops_trailer_unveiled.html)
-F.E.A.R 3 (http://www.vidivodo.com/375565/fear-3-_-game-trailer-hq)
-Rainbow 6: Vegas (http://www.youtube.com/watch?v=UWslKRhu100)
-Medal of Honor (http://www.youtube.com/watch?v=czDu97cMSIY)
-Resistance 2 (http://www.youtube.com/watch?v=bt3CRh65Lng)
-Doom 3 (http://www.youtube.com/watch?v=3o3TPqgqysI)
-Fallout 3:Broken Steel (http://www.gametrailers.com/user-movie/fall-out-3-broken-steel-trailer/317391)
-Metro 2033 (http://www.break.com/game-trailers/game/metro-2033/metro-2033-trailer)
-Battlefield:Bad Company 2 (http://www.vidivodo.com/357818/battlefield-bad-company-2-_-game-trailer-hq)

2 Ağustos 2010 Pazartesi

İlk Yemeğim :)


Şu an çok mutluyum çünkü bu akşam ilk yemeğimi yapmış bulunuyorum :) Menüde de domates salçalı makarna ve tavada sosis vardı. Aman bu yaptıklarında bir şey mi peeh diyenleri sanki duyuyor gibiyim ama istediğinizi deyin çünkü ilk yaptığım yemekti ve gerçekten makarna da annemin yaptığından pek de farklı olmamış. Sosis de tam kıvamında oldu. Yemeği yerken "Baban da mı makarna yapardı bee" diye söylene söylene yedim ve en sonunda masadan kalkarken de büyük bir hazla "Ellerime sağlık" diye içimden geçirdim. :) Yemek yapmak ve başarılı olmak gayet güzel bir duyguymuş ve üşenmediğim müddetçe de yeni yemeklerle mutfaktaki yerimi alacağıma benziyor. Haydi afiet olsun :)